The interaction between attention deficit hyperactivity disorder and anxiety symptoms
1Erenkoy Training and Research Hospital, Istanbul - Turkey
2Marmara University, Faculty of Medicine, Department of Child and Adolescent Psychiatry, Istanbul - Turkey
3Canakkale State Hospital, Canakkale - Turkey
Dusunen Adam J Psychiatr Neurol Sci 2015; 28(2): 103-111 DOI: 10.5350/DAJPN2015280202
Full Text PDF Full Text PDF (Turkish)

Abstract

Objective: Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) and anxiety disorders are commonly seen in the field of child psychiatry. Childhood ADHD and anxiety disorders are comorbid with an estimated rate of 13% to 50%. In this study, it was aimed to research anxiety symptoms and its relation with ADHD symptoms in children with ADHD.

Methods: Fifty children with ADHD and 49 healthy controls (aged 8-15 years) who do not have any psychiatric diagnosis were included in study. We used socio-demographic information form, Conners’ Teacher Rating Scale (CTRS), Child Behavior Checklist for 4-18 years (CBCL), The Screen for Child Anxiety Related Emotional Disorders (SCARED) both parent and child report for assessing these children. The diagnosis were made with Kiddie Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia Present and Lifetime Version (K-SADS-PL).

Results: The anxiety disorders comorbidity rate was 24% in ADHD group. The total scores of SCARED parent and children reports were higher in ADHD group. SCARED children report scores were higher than SCARED parent report scores in both groups.

Discussion: Our results agree with the previously reported common anxiety comorbidity with ADHD and the association between attention deficit symptoms and anxiety symptoms. In our study, parents reported fewer anxiety symptoms in their children than children’s self reports. Clinicians should evaluate anxiety symptoms carefully in children with ADHD that could be unnoticed by their parents. The treatment should be determined according to the comorbidities.


Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile kaygı belirtileri ilişkisi
1Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul - Türkiye 2Çocuk ve Ergen Psikiyatristi, 3 Prof. Dr., Marmara
2Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı, İstanbul - Türkiye
3Çanakkale Devlet Hastanesi, Çanakkale - Türkiye
Dusunen Adam Journal of Psychiatry and Neurological Sciences 2015; 28(2): 103-111 DOI: 10.5350/DAJPN2015280202

Amaç: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve kaygı bozuklukları çocuk psikiyatrisi alanında sıklıkla görülen bozukluklardır. Çocukluk çağında DEHB’ye kaygı bozukluklarının eşlik etme oranı %13-50 arasında değişmektedir. Bu çalışmada DEHB tanısı alan çocuklarda kaygı belirtilerinin araştırılması, bu belirtilerin DEHB belirtileri ile ilişkisinin değerlendirilmesi ve sağlıklı kontrollerle karşılaştırılması amaçlandı.

Yöntem: Çalışmaya DEHB tanısı almış 8-16 yaş arası 50 çocuk ve herhangi bir ruhsal bozukluk tanısı almayan 48 sağlıklı kontrol dahil edildi. Katılımcıların değerlendirilmesinde sosyodemografik bilgi formu, Conners’ Öğretmen Derecelendirme Ölçeği (CÖDÖ), Çocukluk Çağı Anksiyete Tarama Ölçeği (ÇATÖ) (Ebeveyn ve Çocuk Formu) ve 4-18 Yaş Çocuk ve Gençlerde Davranış Değerlendirme Ölçeği (ÇDDÖ) kullanıldı. Tanılar Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi- Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli (ÇDŞG-ŞY) ile konuldu.

Bulgular: DEHB grubunun %24’ünde kaygı bozukluğu eş tanısı saptandı. DEHB grubunda, ÇATÖ ebeveyn ve ÇATÖ çocuk formu toplam puan ortalamalarının kontrol grubundan daha yüksek olduğu belirlendi. Her iki grupta, ÇATÖ çocuk formu puanları ÇATÖ ebeveyn formu puanlarına göre daha yüksek bulundu.

Tartışma: Bu çalışmanın sonuçları kaygı belirtilerinin DEHB’ye sıklıkla eşlik ettiğini ve kaygı belirtilerinin dikkat eksikliği belirtileri ile ilişkili olduğunu doğrulamaktadır. Çalışmamızda, ebeveynler çocukların öz bildirimine kıyasla çocuklarında daha az kaygı belirtisi bildirmişlerdir. DEHB’li çocuk ve ergenlerde ebeveynleri tarafından atlanabilen kaygı belirtileri klinisyenler tarafından sorgulanmalı ve eş tanı varlığı tespit edilip tedavi yaklaşımları buna göre belirlenmelidir.